Vatandaşı Del Solar‘la beraber tarihimizin 2 Perulu’sundan birini, büyük umutlarla o dönem için hatırı sayılı bir miktarla; $ 500,000’a transfer etmiştik. İlk geldiğinde, orta sahadan golleri var, tipik bir 10 numara, patlıcanlı kebabı şahane yapar gibi bizi heyecanlandıran umut dolu cümleler duymuştuk. Mcdonaldlar, Wilsonlar, Zeyerler’i görmüş, Mitar Mrkela‘yla şaşırmış ancak Balkanlar’ın kan ağlamasıyla ona da doyamamış bünyeler olarak kendisini ve vatandaşı Osvaldo Nartallo‘ya epey bel bağlamış, 3 sezon üst üste şampiyon olan, 4. sezonda averajla şampiyonluğu kaçıran, ancak Avrupa’da bir tur dahi atamayan takımın bu 2 takviyeyle, Avrupa Kupaları’ndan finale giden yolun en kısa olduğu Kupa Galipleri Kupası’ndan yer almamız bu sefer olacak dedirtiyordu.
Francesco’nun Türkiye kariyerindan bahsedecek olursak, biri Fenerbahçe’ye karşı penaltı kaçırdığı iki TSYD kupası maçı, kendisi form tutsun diye oynanan birkaç hazırlık maçı ve 2 lig maçı ile sınırlıdır.
Eylül ayının sonuna doğru kaçarcasına ayrıldı Türkiye’den. Hakkında pembe dizi tadında bir dolu şey söylendi. O kadar ki, Türkiye’de 6 yılı deviren Gordon Milne, transferindeki sorunlar ve tabi o sezonki başarısızlıktan dolayı ayrıldı. Milne ayrılmaya karar verdiğinde, takım liderden 6-7 puan gerideydi ve Kupa Galipleri Kupası’nda yıllar sonra ilk kez tur atlayarak 2. tura çıkmıştı; yani durum o kadar da içler acısı değildi. Net olan tek bilgi, Francesco’nun menajerinin bir şeyler karıştırdığıydı. Milne duruma dahil miydi; bunun cevabı netleşmedi, ama apar topar ayrılması şüpheleri daha da artırdı.
Francesco’yla olayın üstünden 17 yıl sonra röportaj yaptık. Binbir emekle kontak bilgisine ulaşıp randevu aldıktan sonra Lima’da bir İspanyol barında söyleştik der gibi röportaj yaptık diye kolpa bir laf ettim ya kendimden tiksindim. Tahmin edeceğiniz üzere Facebook’ta buldum işte. Aslına bakarsanız 2-3 ayda bir sık sık adamı aratıyordum, 2 ay önce buldum sonunda. Postu, yoğunluktan ötürü ancak atabiliyorum, bu sürede account’unu kapatmış, kapatmasa güncel fotoğraflarından da koyacaktım buraya.
Selamla başladığım mesajlaşmamız, aslında Francesco’yu memnun etti ve unutulmadığından ötürü mutlu olduğunu söyledi, hatta ekledi; “lalalalala hooo Besiktas”. Şaka değil birebir olarak böyle yazdı. Ben, bir ara Peru’da futbolcu sendikası başkanlığı yaptığını bildiğimi söyleyip, şu an kaç yaşında ve neler yaptığını sorunca, kendisi biraz nem kapıp benim ne işle meşgul olduğumu sordu. Günde ortalama 13 saat çalışan bir denetçi olduğumu ve salt bir taraftar olduğumu söyledim. O da yaşı hakkında dedikoduların çıktığını söyleyip şu an 43 yaşında olduğunu, Beşiktaş’a 26’sında transfer olduğunu söyledi. Hatırlayan hatırlar, yaşının 33 olduğu bile iddia edilmişti. Kendisinin menajerinin ünlü Juan Figer olduğundan şüphe ettim ancak değilmiş. Zira kendisini Beşiktaş’a pazarlayan menajeri, bonservisi elinde olan Francesco’yu önce bir takıma bedelsiz transfer etmiş, sonrasında Beşiktaş’a geçiş yaparken kazanılan bonservisi de cebine atmış. Takımın adının Rentistas olup olmadığını merak ettim ancak soramadım. Bu olaydan sonra Türkiye’de kalmasının mümkünatının kalmadığını ekledi.
Defalarca kez U-21 ve 15 kez de Milli Takım’da forma giydiğini söyledi, araştırmadım ama yalan olduğunu sanmıyorum. Fotoğraflarını incelediğimde, stat ve tribün büyüklüklerine göre önemli takımlarda forma giydiğini fark ettim. Ve ekleyecek olursam, oynadığı takımların hepsinde #10 giymekteydi.
Son olarak Milne’nin menajerin yaptığından haberi olup olmadığını sordum ki Milne’nin durumdan bihaber olduğunu söyledi.
Beşiktaş’ta, Marinho ve Maldarasanu ile birlikte en kısa süre forma giymiş olan Francesco’ya yine de teşekkürlerimizle…
[vertical_separator]
[one_third title=””]
Geldiği sezon?
2005-2006[/one_third]
[one_third title=””]
Maliyet
1 milyon Euro[/one_third]
[one_third_last title=””]
Istatistikler
Werder Bremen: 169 maç 88 gol
Besiktas: 14 maç 5 gol
[/one_third_last]
Zegarra hakkindaki videolar
[vertical_separator]